bugün
- hemşire kızlar nasıl oluyor26
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek26
- kızların tipe bakmadığı gerçeği24
- bir kadın nasıl tavlanır15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz35
- insanlar melek mi şeytan mı9
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü9
- iğrenç bir his tarif et33
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün10
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike16
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
entry'ler (48)
1988 senesinde transfer olduğu fenerbahçe 'nin 88-89 sezonunda 103 gol atarak şampiyon olan efsane kadrosunda bulunmuş ayrıca aynı sezon 29 golle gol kralı olmuştur.
"beraberinde getirdikleri umutlar ve korkularla akın akın gelen arzulara teslim olduğumuz sürece... kalıcı mutluluğa ya da huzura hiçbir zaman kavuşamayız."
sözlerinin sahibi düşünür.
sözlerinin sahibi düşünür.
eşcinsellikten duyulan rahatsızlığı dışa vurum isteğiyle doğru orantılı olarak oluşan fobi.
onüç günün mektupları'nın yazarı.
1972 yılının temmuz ayında eşi zuhal tekkanat hastalanır ve okmeydanı ssk hastanesi'ne yatırılır. cemal süreya eşinin hastanede yattığı onüç gün boyunca, ona olan sevgisini ve aşkını dile getiren, umut ve yaşama sevinci dolu mektuplar kaleme alır ve onüç gün boyunca her ziyarete gittiğinde yastığının altına bırakır. kitap bu içten ve sevgi dolu mektuplardan oluşur.
1972 yılının temmuz ayında eşi zuhal tekkanat hastalanır ve okmeydanı ssk hastanesi'ne yatırılır. cemal süreya eşinin hastanede yattığı onüç gün boyunca, ona olan sevgisini ve aşkını dile getiren, umut ve yaşama sevinci dolu mektuplar kaleme alır ve onüç gün boyunca her ziyarete gittiğinde yastığının altına bırakır. kitap bu içten ve sevgi dolu mektuplardan oluşur.
kendi resmi ile para bastırmış, türkiye'nin ikinci cumhurbaşkanıdır.
itü mezunu, muhalif mizah dergisi "sarıkaya" nın sahibi, genel müdürü ve yazarı.
seri atı oy programını kullananlar dışında, manuel olarak oylayanlar hatta oylamayıp destekleyenler, buna karşı giri yazanlar başlık açanları hepsi uçuruldu.
itü sözlük imtiyaz sahibi wondrousun dün gece hunharca sebepsizce 20 den fazla sözlükte etkili olan söz sahibi olan yazarları uçurması olayıdır.
yaklaşık bir ay önce wondrous groupon ortaklığında "itü sözlük arena" adı altına yapılan yarışmay başlatılmış, haftalık birincilere kişi başı 150, ay sonu birincisine de 1000 lira para verilmesiyle başlamıştır herşey.
nick altı savaşları, para uğruna adam satma, seri artılama metodlarına gitme, oy dilenme ayyuka çıkınca inceden inceye bazı elit yazarlar durumdan rahatsız olmaya başlamıştır.
organizasyonu protesto etmek amacıyla her hafta bitimine 1 saat kala birincilik şansı olmayan takımları destekleyerek birinci yapmışlardır yani gidişat wondrousu pek de memnun etmemiştir, çünkü bir kitle istediği adamı ve takımı birinci yapabilme potansiyelini eline geçirmiştir.
işte tüm bu olanlardan sonra, milyonlarca yıllık insanlık tarihi hiç görmediği zulmü ve şiddeti görmüştür.
5 dakika içerisinde bu oylamayı yapan herkes uçurulmultur üstelik kuralalr içerisinde seri oylamanın yasak olduğu yer almamasına rağmen.
uzun lafın kısası 20 yazar oy verdiği için uçurulmuştur, nerden baknasız tutarsızlık nerden baksanız bencilce, nerden baksanız para uğruna rant uğruna kişilerin haklarına son verilmesidir.
yaklaşık bir ay önce wondrous groupon ortaklığında "itü sözlük arena" adı altına yapılan yarışmay başlatılmış, haftalık birincilere kişi başı 150, ay sonu birincisine de 1000 lira para verilmesiyle başlamıştır herşey.
nick altı savaşları, para uğruna adam satma, seri artılama metodlarına gitme, oy dilenme ayyuka çıkınca inceden inceye bazı elit yazarlar durumdan rahatsız olmaya başlamıştır.
organizasyonu protesto etmek amacıyla her hafta bitimine 1 saat kala birincilik şansı olmayan takımları destekleyerek birinci yapmışlardır yani gidişat wondrousu pek de memnun etmemiştir, çünkü bir kitle istediği adamı ve takımı birinci yapabilme potansiyelini eline geçirmiştir.
işte tüm bu olanlardan sonra, milyonlarca yıllık insanlık tarihi hiç görmediği zulmü ve şiddeti görmüştür.
5 dakika içerisinde bu oylamayı yapan herkes uçurulmultur üstelik kuralalr içerisinde seri oylamanın yasak olduğu yer almamasına rağmen.
uzun lafın kısası 20 yazar oy verdiği için uçurulmuştur, nerden baknasız tutarsızlık nerden baksanız bencilce, nerden baksanız para uğruna rant uğruna kişilerin haklarına son verilmesidir.
herkesin aklına gelen soru.
bir daha bu hataya düşmemek için.
bir daha bu hataya düşmemek için.
"niye panpa ülkecek mi gidecez? " sorusunu akıllara getiren mevzu.
ekime kadar mevzusu.
eğer gece olmamışsa sizi deli zannedebilir.
(bkz: türk kızları)
-Bana da at getirdiniz mi?
+Korkarım bir at eksik getirmişiz.
-Hayır iki tane fazla getirmişsiniz.
+Korkarım bir at eksik getirmişiz.
-Hayır iki tane fazla getirmişsiniz.
Oyun böyle oynanır: Karşı tarafı doğru hamleyi kendisinin yaptığına ikna ederek.
Adalet Peşinde - Law Abiding Citizen
Adalet Peşinde - Law Abiding Citizen
Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış. Dolaşırken bir kahvehaneye girmiş oturmuş. Herkes bir şeyler istiyor.
"Tıkandı Baba, çay getir!.."
"Tıkandı Baba, kahve getir!.."
Bu durum Sultan Mahmutun dikkatini çekmiş.
Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı Baba meselesi?
Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı Baba.
Anlat Baba anlat! Merak ettim deyip çekmiş sandalyeyi.
Tıkandı baba da peki deyip başlamış anlatmaya;
Bir gece rüyamda birçok insan gördüm, her birinin bir çeşmesi vardı ve hepsi de akıyordu. Benimki de akıyordu ama az akıyordu. Benimki de onlarınki kadar aksın diye içimden geçirdim. Bir çomak aldım ve oluğu açmaya çalıştım. Ben uğraşırken çomak kırıldı ve akan su damlamaya başladı.
Bu sefer içimden Onlarınki kadar akmasa da olur, yeter ki eskisi kadar aksın dedim ve uğraşırken oluk tamamen tıkandı ve hiç akmamaya başladı.Ben yine açmak için uğraşırken bir zat göründü ve: Tıkandı Baba, tıkandı. Uğraşma artık, dedi. O gün bu gün adım Tıkandı Babaya çıktı ve hangi işe elimi attıysam olmadı. Şimdi de burada çaycılık yapıp geçinmeye çalışıyoruz.
Tıkandı Babanın anlattıkları Sultan Mahmutun dikkatini çekmiş. Çayını içtikten sonra dışarı çıkmış ve adamlarına:
Her gün bu adama bir tepsi baklava getireceksiniz. Her dilimin altında bir altın koyacaksınız ve bir ay boyunca buna devam edeceksiniz demiş.
Sultan Mahmutun adamları peki demişler ve ertesi akşam bir tepsi baklavayı getirmişler. Tıkandı Babaya baklavaları vermişler. Tıkandı Baba baklavayı almış, bakmış baklava nefis.
Uzun zamandır tatlı da yiyememiştik. Şöyle ağız tadıyla bir güzel yiyelim diye içinden geçirmiş. Baklava tepsisini almış evin yolunu tutmuş. Yolda giderken Ben en iyisi bu baklavayı satayım evin ihtiyaçlarını gidereyim demiş ve işlek bir yol kenarına geçip başlamış bağırmaya.
Taze baklava, güzel baklava!
Bu esnada oradan geçen bir adam baklavaları beğenmiş. Üç aşağı beş yukarı anlaşmışlar ve Tıkandı Baba baklavayı satıp elde ettiği para ile evin ihtiyaçlarının bir kısmını karşılamış.
Müşteri baklavayı alıp evine gitmiş. Bir dilim baklava almış yerken ağzına bir şey gelmiş. Bir bakmış ki altın. Şaşırmış, diğer dilim, diğer dilim derken bir bakmış ki her dilimin altında altın var. Ertesi akşam adam acaba yine gelir mi diye aynı yere geçip başlamış beklemeye. Sultanın adamları ertesi akşam yine bir tepsi baklavayı getirmişler. Tıkandı Baba yine baklavayı satıp evin diğer ihtiyaçlarını karşılamak için aynı yere gitmiş.
Müşteri hiçbir şey olmamış gibi: Baba baklavan güzeldi. Biraz indirim yaparsan her akşam senden alırım demiş. Tıkandı Baba da Peki demiş ve anlaşmışlar. Tıkandı Babaya her akşam baklavalar gelmiş ve adam da her akşam Tıkandı Babadan baklavaları satın almış. Aradan bir ay geçince Sultan Mahmut:
Bizim Tıkandı Babaya bir bakalım deyip Tıkandı Babanın yanına gitmiş. Bu sefer padişah kıyafetleri ile içeri girmiş. Girmiş girmesine ama birde ne görsün bizim tıkandı baba eskisi gibi darmadağın. Sultan:
Tıkandı Baba sana baklavalar gelmedi mi? demiş.
Geldi sultanım!
Peki ne yaptın sen o kadar baklavayı?
Efendim satıp evin ihtiyaçlarını giderdim, sağ olasınız, duacınızım.
Sultan şöyle bir tebessüm etmiş:
Anlaşıldı Tıkandı Baba anlaşıldı, hadi benimle gel deyip almış ve devletin hazine odasına götürmüş.
Baba şuradan küreği al ve hazinenin içine daldır küreğine ne kadar gelirse hepsi senindir demiş. Tıkandı Baba o heyecanla küreği tersten hazinenin içine bir daldırıp çıkarmış ama bir tane altın küreğin ucunda, düştü düşecek. Sultan demiş;
Baba senin buradan da nasibin yok. Sen bizim şu askerlerle beraber git onlar sana ne yapacağını anlatırlar demiş ve askerlerden birini çağırmış.
Alın bu adamı Üsküdarın en güzel yerine götürün ve bir tane taş beğensin. O taşı ne kadar uzağa atarsa o mesafe arasını ona verin demiş.
Padişahın adamları peki deyip adamı alıp Üsküdara götürmüşler.
Baba hele şuradan bir taş beğen bakalım, demişler.
Baba, niçin? demiş. Askerler:
Hele sen bir beğen bakalım demişler. Baba şu yamuk, bu küçük, derken kocaman bir kayayı beğenip almış eline.
Ne olacak şimdi demiş.
Baba sen bu taşı atacaksın ne kadar uzağa giderse o mesafe arasını padişahımız sana bağışladı demiş.
Adam taşı kaldırmış tam atacakken taş elinden kayıp başına düşmüş. Adamcağız oracıkta ölmüş. Askerler bu durumu Padişaha haber vermişler. işte o zaman Sultan Mahmut o MEŞHUR SÖZÜ'nü söylemiş:
VERMEYiNCE MABUD, NEYLESiN SULTAN MAHMUT !
"Tıkandı Baba, çay getir!.."
"Tıkandı Baba, kahve getir!.."
Bu durum Sultan Mahmutun dikkatini çekmiş.
Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı Baba meselesi?
Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı Baba.
Anlat Baba anlat! Merak ettim deyip çekmiş sandalyeyi.
Tıkandı baba da peki deyip başlamış anlatmaya;
Bir gece rüyamda birçok insan gördüm, her birinin bir çeşmesi vardı ve hepsi de akıyordu. Benimki de akıyordu ama az akıyordu. Benimki de onlarınki kadar aksın diye içimden geçirdim. Bir çomak aldım ve oluğu açmaya çalıştım. Ben uğraşırken çomak kırıldı ve akan su damlamaya başladı.
Bu sefer içimden Onlarınki kadar akmasa da olur, yeter ki eskisi kadar aksın dedim ve uğraşırken oluk tamamen tıkandı ve hiç akmamaya başladı.Ben yine açmak için uğraşırken bir zat göründü ve: Tıkandı Baba, tıkandı. Uğraşma artık, dedi. O gün bu gün adım Tıkandı Babaya çıktı ve hangi işe elimi attıysam olmadı. Şimdi de burada çaycılık yapıp geçinmeye çalışıyoruz.
Tıkandı Babanın anlattıkları Sultan Mahmutun dikkatini çekmiş. Çayını içtikten sonra dışarı çıkmış ve adamlarına:
Her gün bu adama bir tepsi baklava getireceksiniz. Her dilimin altında bir altın koyacaksınız ve bir ay boyunca buna devam edeceksiniz demiş.
Sultan Mahmutun adamları peki demişler ve ertesi akşam bir tepsi baklavayı getirmişler. Tıkandı Babaya baklavaları vermişler. Tıkandı Baba baklavayı almış, bakmış baklava nefis.
Uzun zamandır tatlı da yiyememiştik. Şöyle ağız tadıyla bir güzel yiyelim diye içinden geçirmiş. Baklava tepsisini almış evin yolunu tutmuş. Yolda giderken Ben en iyisi bu baklavayı satayım evin ihtiyaçlarını gidereyim demiş ve işlek bir yol kenarına geçip başlamış bağırmaya.
Taze baklava, güzel baklava!
Bu esnada oradan geçen bir adam baklavaları beğenmiş. Üç aşağı beş yukarı anlaşmışlar ve Tıkandı Baba baklavayı satıp elde ettiği para ile evin ihtiyaçlarının bir kısmını karşılamış.
Müşteri baklavayı alıp evine gitmiş. Bir dilim baklava almış yerken ağzına bir şey gelmiş. Bir bakmış ki altın. Şaşırmış, diğer dilim, diğer dilim derken bir bakmış ki her dilimin altında altın var. Ertesi akşam adam acaba yine gelir mi diye aynı yere geçip başlamış beklemeye. Sultanın adamları ertesi akşam yine bir tepsi baklavayı getirmişler. Tıkandı Baba yine baklavayı satıp evin diğer ihtiyaçlarını karşılamak için aynı yere gitmiş.
Müşteri hiçbir şey olmamış gibi: Baba baklavan güzeldi. Biraz indirim yaparsan her akşam senden alırım demiş. Tıkandı Baba da Peki demiş ve anlaşmışlar. Tıkandı Babaya her akşam baklavalar gelmiş ve adam da her akşam Tıkandı Babadan baklavaları satın almış. Aradan bir ay geçince Sultan Mahmut:
Bizim Tıkandı Babaya bir bakalım deyip Tıkandı Babanın yanına gitmiş. Bu sefer padişah kıyafetleri ile içeri girmiş. Girmiş girmesine ama birde ne görsün bizim tıkandı baba eskisi gibi darmadağın. Sultan:
Tıkandı Baba sana baklavalar gelmedi mi? demiş.
Geldi sultanım!
Peki ne yaptın sen o kadar baklavayı?
Efendim satıp evin ihtiyaçlarını giderdim, sağ olasınız, duacınızım.
Sultan şöyle bir tebessüm etmiş:
Anlaşıldı Tıkandı Baba anlaşıldı, hadi benimle gel deyip almış ve devletin hazine odasına götürmüş.
Baba şuradan küreği al ve hazinenin içine daldır küreğine ne kadar gelirse hepsi senindir demiş. Tıkandı Baba o heyecanla küreği tersten hazinenin içine bir daldırıp çıkarmış ama bir tane altın küreğin ucunda, düştü düşecek. Sultan demiş;
Baba senin buradan da nasibin yok. Sen bizim şu askerlerle beraber git onlar sana ne yapacağını anlatırlar demiş ve askerlerden birini çağırmış.
Alın bu adamı Üsküdarın en güzel yerine götürün ve bir tane taş beğensin. O taşı ne kadar uzağa atarsa o mesafe arasını ona verin demiş.
Padişahın adamları peki deyip adamı alıp Üsküdara götürmüşler.
Baba hele şuradan bir taş beğen bakalım, demişler.
Baba, niçin? demiş. Askerler:
Hele sen bir beğen bakalım demişler. Baba şu yamuk, bu küçük, derken kocaman bir kayayı beğenip almış eline.
Ne olacak şimdi demiş.
Baba sen bu taşı atacaksın ne kadar uzağa giderse o mesafe arasını padişahımız sana bağışladı demiş.
Adam taşı kaldırmış tam atacakken taş elinden kayıp başına düşmüş. Adamcağız oracıkta ölmüş. Askerler bu durumu Padişaha haber vermişler. işte o zaman Sultan Mahmut o MEŞHUR SÖZÜ'nü söylemiş:
VERMEYiNCE MABUD, NEYLESiN SULTAN MAHMUT !
Evlendikten sonra kilo almayan Türk kadınına "kadın" denmez; "mucize" denir..
"rus kızları mı türk kızları mı" diye sorsalar hiç düşünmeden türk kızları derim, çünkü düşünürsem rus kızları derim..
Her 10 kadından 7'si alışverişe gitmeyi çok seviyor, diğer 3'ü alışverişten geri geliyor.
şaire göre;
ölüm, kafesten kuşun çırpınarak uçması.
ölüm, kafessiz kuşun kafesle buluşması.
ölüm, kafesten kuşun çırpınarak uçması.
ölüm, kafessiz kuşun kafesle buluşması.